Gençlerin mutluluğu neden siyasetin odağı olmalı?

Dünya genelinde mutsuz genç yetişkinlerin oranı arttı. Oysa insanların özellikle bu yaşlarda hayatlarının en mutlu günlerini yaşadıkları söylenirdi.
Ancak 20 Mart Dünya Mutluluk Günü vesilesiyle Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayımlanan rapor, bu yaş grubunda “endişe verici bir değişim” uyarısında bulunuyor.
Dünya Mutluluk Raporu’na göre genç yetişkinler, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da hayatlarından memnuniyet duymadıklarını söyleyenlerin en yüksek olduğu yaş grubu.
Bu sonuç, endişe verici olarak nitelendirilse de, aslında çok da şaşırtıcı değil. Bu yaş grubundaki gençlerle kısa bir sohbet, buna sebebiyet veren nedenlere ışık tutuyor.
Yüksek kira ve gıda fiyatları gençleri zorluyor
ABD’deki 26 yaşındaki oyuncu Joana Meurkens, bu yıla iyi başlamadığını anlatırken, kira artışı nedeniyle New York’taki evinden taşınmak zorunda kaldığını söylüyor. Artık kendine ait bir evi yok. Bazen erkek arkadaşının evinde, bazen de ailesinin evinde kalmak durumunda kalıyor.
Meurken, “Ev kiraları ve gıda fiyatları arttı. Yumurtanın tanesi 1 dolar. Metro bile artık daha pahalı. Bu nedenle, tasarruf edebilmek için evimi kapatmak en iyi çözümdü” diyor.

Tüm dünyada olduğu gibi ABD’de de gıda fiyatları arttı. Yumurtanın tanesi 1 dolara satılıyor.Fotoğraf: /AP/dpa/picture alliance
Dünya Mutluluk Raporu, ülkeleri yurttaşlarının ne kadar mutlu olduğuna göre sıralıyor. 147 ülke arasında halkı en mutlu ülke bu yıl da Finlandiya oldu. Almanya 22’inci sırada, İngiltere 23’üncü sırada yer alırken, Türkiye’nin bu seneki raporda sıralaması 98’den 94’e yükselebildi.
İlk onda Finlandiya’dan sonra sırasıyla Danimarka, İzlanda, İsveç, Hollanda, Kosta Rika, Norveç, İsrail, Lüksemburg ve Meksika, listenin en sonunda ise Afganistan yer alıyor.
Her daim ilk 20’de yer alan ABD’nin sıralaması bu sene gerileyerek 24’e kaydı. 2023 yılına kadar ABD hep ilk 20’de yer alıyordu.
Raporu kaleme alan uzmanlar arasında Oxford Üniversitesi Refah Araştırmaları Merkezi Jan-Emmanuel De Neve yer alıyor. DW’ye konuşan De Neve, “Şayet sadece gençlerin mutluluk oranlarını dikkate alsaydık o zaman ABD ilk 60’a bile giremezdi” bilgisini paylaşıyor.
Partiler yerine protesto gösterileri
Joana Meurkens, bu sonuçlara şaşırmadığını söylüyor. Özellikle son iki yılda hayat pahalılığının arttığına işaret eden Meurkens, arkadaşlarının da kendisi gibi iş bulmakta zorlandığını anlatıyor.

Genç oyuncu Joana Meurkens.Fotoğraf: Stephanie Rodriguez
Gençler, siyasi çalkantılar ve gerilimler nedeniyle hayal kırıklığı yaşıyor, geleceğe dair endişeliler.
Meurkens, yaşadığı New York’ta eğlenceli partiler yerine protesto gösterilerine katıldıklarını aktarıyor, “Aslında sence bu iyi bir şey, çünkü bana bir topluluğa ait olma hissi veriyor” diyor.
Araştırmacı Jan-Emmanuel De Neve de aslında Amerikalı gençlerdeki mutsuzlukta, artan yalnızlığın etkili olduğuna işaret ediyor.
Gençlik daimi kriz modunda
Genç bir yetişkin olan Joana Meurkens, kendi nesillerinin art arda krizlerle yaşamak zorunda kaldıklarını, kendisini “daimi bir kriz modunda gibi hissettiğini” belirtiyor.

Türkiye’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrasında düzenlenen protesto gösterilerine ağırlıklı olarak gençlerin katılımı dikkat çekiyor.Fotoğraf: ANKA
Donald Trump’ın ilk kez başkan seçildiği dönem okulda son sınıfta olduğunu söyleyen Meurkens, yaşadıklarını “Sonra pandemi vurdu, dersler çevrimiçi yapıldı ve 21’inci yaş günümde bir bara bile gidemedik. Zoom’da partiler verdik” sözleriyle aktarıyor.
Son yıllarda bu zorlukları aşmak için ilaç kullanan gençlerin oranı arttı. Genç Amerikalılar için yazılan 221 milyon reçeteyi mercek altına alan bir araştırmaya göre, antidepresan reçeteleri Mart 2020’den Aralık 2022’ye kadar neredeyse yüzde 64 oranında arttı.
Meurkens de, “Bugünlerde etrafta herkesin antidepresan ve sakinleştirici kullandığı hissine kapılıyorum” diyor.
Mutsuzluk kutuplaşmaya yol açıyor
Araştırmacı De Neve, yalnızlığın çok önemli sonuçlar doğurduğunu aktarıyor. De Neve, “Gençlerin günümüzde yalnız yemek yeme ihtimali bir on yıl öncesine kıyasla iki kat daha fazla. Alışkanlıklar değişiyor. Bir öğrenci gördüğümde genelde elinde ceple yalnız yemek yiyor oluyor. Oysa elimizdeki veriler başkalarıyla bir arada yemek yiyenlerin daha mutlu olduğunu ortaya koyuyor” diye konuşuyor.
Tek başına yaşamamak da ruh halini olumlu etkiliyor. Araştırmacı, en az dört kişilik evlerde yaşayan bireylerin daha mutlu olduğunu aktarıyor.

Oxford Üniversitesi Refah Araştırmaları Merkezi uzmanı Jan-Emmanuel De Neve.Fotoğraf: Wellbeing Research Centre, Oxford
Araştırma sonuçlarına göre, sosyal temas ve sosyal ilişkilerdeki gerileme sadece mutsuzluğa değil, aynı zamanda siyasi kutuplaşmaya da yol açıyor ve oy verme davranışında değişiklikleri beraberinde getiriyor.
De Neve, “Mutsuz olan insanların sistem karşıtı partilere oy verme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit ettik” diyor.
Finlandiya halkı neden daha mutlu?
En mutlu nüfusa sahip Finlandiya’da genç yetişkinlerin durumu nasıl diye merak ettik ve mikrofonumuzun 33 yaşındaki Lisa’ya (ismini değiştirdik) uzattık. Uzun bir iş günü sonrasında evine dönen Lisa, “Ben şahsen, Finlandiya’nın ilk sırada yer aldığını duyduğumda hep biraz şaşırıyorum çünkü kışları burası çok karanlık” diyor.
Aslında Finlandiya’nın Rusya kaynaklı tehdit algısı Ukrayna savaşı sonrasında ciddi oranda arttı. Ama Helsinki’de yaşayan Lisa, bu konunun ülkesinde hiç konuşulmadığını, bir tabu olduğunu anlatıyor. Lisa, “Muhtemel bir savaş herkesi çok korkutuyor, bu konu hakkında konuşmayı pek çok insan ürkütücü buluyor” sözlerini kaydediyor.
Lisa, genelde tek başına yemek yediğini, uzun bir iş gününden sonra biriyle buluşmaya hali kalmadığını belirtiyor. Finlandiya’da bireysel yaşam tarzı çok yaygın. Peki bu, mutluluğun sosyal temaslarla ilintili olduğu bulgusu ile tezat oluşturmuyor mu?
Uzman De Neve, mutluluğun tek başına birlikte yenilen yemeklerle değil, aynı zamanda refah ve sosyal devlet ile de ilintili olduğuna vurgu yapıyor. Uzman, “İskandinav ülkeleri ABD kadar zengin. Ama ABD’den farklı olarak zenginliklerini daha adil bir şekilde paylaşıyorlar” diyor.

Dünya Mutluluk Raporu’na göre halkı en mutlu ülke Finlandiya.Fotoğraf: Eric Panades/imago images/Addictive Stock
BM raporuna göre Finlandiya’da insanlar birbirlerine ve sosyal devlete daha çok güven duyuyorlar.
De Neve, ABD’de ise durumun farklı olduğunu, insanların güvensizlik ortamında yaşadığını söyleyerek, “Amerika’da hastalık sigortanız kural olarak çalışmanıza bağlı. İşini kaybeden, sağlık sigortasını kaybediyor ve insanlar çok hızlı bir şekilde çok zor koşullarda yaşamak durumunda kalabiliyor” diye konuşuyor.
Çözüm ne?
Halkın memnuniyeti, mutluluğu siyaseti ve ekonomiyi etkiliyor. Mutsuzluk hem kutuplaşmaya yol açıyor hem de üretkenliği azaltıyor ve nihayetinde de demokrasi için de tehlike oluşturuyor.
Oxford Üniversitesi Refah Araştırmaları Merkezi Jan-Emmanuel De Neve’e görü çözüm aslında basit.
Ona göre halkın memnuniyeti siyasetin odağı haline getirilmesi ve bunu başaran ülkelerin örnek alınması gerekiyor.
De Neve, sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Bence çıkarılacak dersler oldukça açık. Toplumların refahı, memnuniyeti, gezegene saygılı sürdürülebilir büyümeye ve zenginliğin adil bir şekilde paylaşımına dayanıyor.”